İstanbul‘da yaşayıp İETT otobüslerine binmeyen yoktur eminim. İstanbul’un kalabalık nufusunu da düşününce iş gidiş-dönüş saatlerinde otobüs duraklarında ciddi bir yoğunluk olur. Ben de iş dönüşü karşılaştığım İETT otobüslerindeki rutin bir sorundan bahsedeceğim.
Akşam vakitleri herkes eve dönüş yolunda olduğu için İETT otobüsleri balık istifi gibi olur. Bunu herkes zaten bilir. Benim muzdarip olduğum konu otobüsün ön kısmında ve ortasında direk gibi dikilen insanlar. Dışardaki otobüse binmeye çalışan kalabalığı hepsi görüyor. Tek fark şu : “Biz içerdeyiz onlar dışarda. O zaman onlar uğraşıp binsinler.” İçerde olan yolculara ilerleyelim, arkalar boş demeden ilerletemiyorsunuz. Hatta ilerleyelim deseniz bile gitmeyen yolcular var. Ben ilerlemiyim köşemi kaptım onlar geçsin. Durum böyle olunca ve özellikle otobüsün ortasında dikilen bayan olunca geçerken de yanlış anlaşılır rahatsız olurlar diye başkaları da geçemiyor. Bakıyorsun otobüsün arkası boş ama ortada biri yüzünden ilerleme yok. İlerlemeyen millet kafası ile ileri giden bir ülke nasıl olacak…
Ne zaman bu yolcular uzaktan kuamnda olmadan düşünmeye başlayacaklar merak ediyorum. Arkaya doğru gitmek, boşlukları görüp ilerlemek için üstün zeka da gerektirmiyor. Ama illa koyun sürüsü gibi çoban istiyorsunuz. Çoban olmadan ilerleyemeyen insanlarla uğraşmak zorunda kalanda bizleriz. Kimse sıkışmak istemiyor, bana kimse dokunmasın rahatım bozulmasın peşinde ayakta dikiliyor… Ama kendisi dışarda kalınca basıyor yaygarayı.
Özetle siz de bu koyun sürüsünden biriyseniz artık uzaktan kuamnda olmadan kendiniz ne yapmanız gerektiğini düşünün. Şartlar iyi değil bunu biliyoruz ama mevcut durumu çözecek kafalar olun.
İyi seyirler. 🙂